FATMA ÇAVUŞ (1897-1963)
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, milli mücadele planlarıyla, 19 Mayıs 1919'da ilk adımı attığı Samsun, ulusal kurtuluş mücadelesindeki rolünün ve Büyük Önder'in izlerini 100 yılı aşkın bir süredir gururla taşımaktadır.
30 Ekim 1918 akşamı Mondros Mütarekesi imzalanması ile başlayan, 15 Mayıs 1919'da İzmir işgaliyle devam eden bu süreçte, Samsun ve çevresindeki Rumlar, İngilizleri de arkalarına alıp, yaptıkları çete baskınlarıyla kargaşa çıkararak bölgeyi İtilaf Devletleri'nin işgaline açmak istemektedir.
1919 yılının mart ve nisan aylarında Rum çetelerinin saldırıları artmaya başlar. İngilizler, Türk çetelerinin kargaşa çıkardığı iddia edilerek Osmanlı hükümetine 21 Nisan 1919'da bölgede asayişin sağlanması için nota verir. "Eğer siz asayişi sağlayamazsanız biz Samsun'a çıkıp bölgeyi işgal edeceğiz" anlamı taşıyan notanın ardından Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilir.
İstanbul Şişli'deki evinden 16 Mayıs'ta annesi ve kardeşi ile vedalaşarak ayrılan Mustafa Kemal Atatürk'e, vapura binmeden, "Bandırma Vapuru' nun Karadeniz'de batırılacağı" istihbaratı iletilir.
Atatürk, o gün yaşadıklarını şöyle anlatır:
"Bir an yalnız kaldım ve düşündüm. Bu dakikada düşmanların elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar mıydı? Beynimden bir şimşek geçti. Tutabilirler, sürebilirler, fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz'in coşkun dalgaları arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıklı idi. Ancak benim için artık yakalanmak, tutuklanmak, sürülmek, düşüncelerimi yapmaktan alıkonmak hepsi ölmekle denk idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rıhtımına geldim."
Büyük Önder, zihnindeki kurtuluş mücadelesi planlarıyla, Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan yola çıkar. Bandırma Vapuru, Kız Kulesi önünde durdurulur. İtilaf devletleri askerleri vapurda denetim yaptıktan sonra Bandırma Vapuru yoluna devam eder. Mustafa Kemal, kaptan İsmail Hakkı Durusu'ya, sahile yakın bir rota çizmesini söyler.
Bandırma Vapuru, üç gün sonra Sinop'a varır. Mustafa Kemal Sinop'ta karaya çıkar. Samsun'a kara yoluyla gitmek için yolun durumunu ve araç sorar. Ancak ne yol ne araç vardır. Aldığı bu yanıtla Mustafa Kemal ve beraberindekiler tekrar vapura binerler.
Samsun'un Mevcut Durumu
19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Bandırma Vapuru Samsun sahiline demir atar. Mustafa Kemal ve arkadaşlarını, ilk olarak Havuzlu İsmail'in kullandığı sandalla Kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey karşılar.
Birinci Dünya Savaşı'nda Ruslar tarafından kentin bütün iskeleleri bombalanmış ancak bir tek kentte sigara üreten Fransızlara ait Reji İskelesi sağlam kalmıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşları, Samsun'a ilk adımlarını, diğer adı Reji İskelesi olan Tütün İskelesi'nden atar.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildir. Şehirde İngiliz işgal kuvvetleri vardır. Rum ve Ermeni çeteleri sokaklarda kol geziyordur. Halk kendisini koruyamayacak durumdadır.
Dağköy’ deki Mücadele
Samsun'un 19 Mayıs ilçesinin Nebiyan bölgesinde bulunan Dağköy’ de Rum ve Ermeni çetelerinin baskınına uğramış, işgaller sırasında büyük kıtlık çekmiş, köy haklı mısır somaklarını el değirmenlerinde öğüterek yemek zorunda kalmışlardır. Özellikle Rum köylerinden toplanan vatandaşlarla oluşturulan çetelerin baskınına uğrayan Dağköylülerin evlerin ateşe verilmiş, malları yağmalanmış ve hayvanları telef olmuştur. Tarihi bir mücadeleye sahne olan köyde halk kahramanca savunma yaparak destanlar yazarken Fatma Çavuş olarak bilinen Fatma Yalçın’ da verdiği mücadelesiyle herkese örnek olmuştur.
Nüfus kayıtlarında 1900 olarak geçse de Fatma Çavuş’un doğum yılının 1897 olduğu bilinmektedir. Fatma Çavuş, bugün Samsun’un Ondokuz Mayıs ilçesi sınırları içerisinde yer alan Dağköy mevkiinde, Ali Bey ve Selime Hanım’ın kızları olarak dünyaya gelmiştir. Aynı köyden olan Hasan Bircan ile evlenen Fatma Çavuş, seferberliğe gönderdiği eşini bir daha görememiş ve Hasan Bircan’ın ölüm tarihi 1916 olarak kayıtlara geçmiştir. Eşi öldükten sonra bir daha evlenmeyen Fatma Çavuş, ölünceye kadar Dağköy’ de yaşamıştır.
Gençlik yılları Milli Mücadele dönemine denk gelen Fatma Çavuş, düşmana ve işgalcilere karşı verdiği mücadeleyle adını tarihe yazmıştır. Çevresi tarafından esmer tenli, kınalı elli ve mert bir kadın olarak tanımlanan Fatma Çavuş, genelde meşin bir mont giyer, beyaz bir ata biner ve gideceği her yere atıyla giderdi.
Bu dönemde Rum çetelerine karşı direnmiş, köyde eli silah tutan kadın ve çocukların örgütlenmesinde ve düşmana karşı direnmesinde öncü olmuş ve köyde bir savunma hattının geliştirilmesini sağlamıştır. Rum çetelerinin baskınları esnasında köyde parola sisteminin kullanılmasını sağlamıştır. Parola bilmediği için farkında olmadan annesi Selime Yalçın’ın da bu baskınlar esnasında vurulduğu söylentileri yaygındır. Cesareti ve geliştirdiği taktikler sayesinde yaşadığı bölgenin daha az zararla bu işgal döneminden çıkmasında önde gelen isimlerden biri olmuştur.
Fatma Çavuş (Yalçın) - 19 Mayıs Belediyesi Arşivinden
Halk arasında kahramanlığı ve cesurca mücadelesi ile hikâyeleri günümüzde bile dilden dile dolaşan Fatma ÇAVUŞ’ a ait anılardan birisi özetle şöyledir:
"
Bir Rum eşkıya, su almak için Kocakulak çeşmesine gelen Zeynep isimli Türk kızına saldırır. Bu sırada bölgede bulunan Fatma Çavuş, olayı görünce müdahale eder. Silahının dipçiğiyle Rum eşkıyaya vurur. Neye uğradığını şaşıran eşkıya koşarak uzaklaşır. Fatma Çavuş ise genç kızı alarak köye götürür."
Milli Mücadele yıllarının ardından Mustafa Kemal tarafından çavuşluk ünvanı verilmek üzere TBMM’ye davet edilen Fatma Çavuş, dönemin zorlu şartları nedeniyle Ankara’ya seyahat edememiştir. 1963 yılına kadar Milli Bayramlarda geçit törenlerine at üzerinde katılan Fatma Çavuş, hayatta kaldığı süre içerisinde valilik tarafından görevlendirilen kişilerce ziyaret edilmiştir.
Yerel halk arasında gösterdiği cesareti ve kahramanlığı ile unutulmayan ve adına türküler yakılan Fatma ÇAVUŞ’ a hitap edilen türkünün sözleri ise şöyledir:
“İnişli yokuşlu Dağköyün yolu,
Gökçe kaluk (funda kaplı yer) yanı eşkiya dolu,
Fatma çavuş kollar hem sağı, solu,
Beşli mavzer elde, ateş saçıyor,
Karayağız Fatma, fidan boyludur,
Bu yerlerde doğmuş bir Dağköylüdür,
O bir Türkmen kızıdır, asker huyludur,
Sanki dersin, kanat takmış uçuyor,
Bomba deresinde urum dolanır,
Engiz çayı kızıl kana bulanır,
Fatma çavuş, Allah deyip direnir,
Bozguna uğramış çete kaçıyor.